Kaotik Melez Savaşlar Kinetik Savaşa Doğru Evriliyor mu ?
Küresel bir savaşın çeşitli şekillerde ve tekniklerle yürütüldüğü ilginç zamanlardayız. Bu savaş Kinetik, Biyolojik, Kimyasal, Ekonomik, Psikolojik, Haber-Bilgi ve Dini açılardan yoğun olarak sürdürülüyor.
Dehşet verici haberler ve olaylar yağmurunda neredeyse duyarsızlaşacak kıvama geliyoruz. Kitlesel olarak 'sürekli tekrar' eden travma alt yapılı zihin kontrolü ile karşı karşıyayız. Buna teknik olarak MK ultra da deniliyor.
Küçük parçalar halinde gördüklerimizi toparlayıp resmi büyük çerçevede görme zorlukları çekiyoruz.
Küreselci yapılanma ya da Gölge Dünya Devleti ahtapot kolları gibi uzantıları ile Bankalar, Soros kuruluşları, WEF, WHO, BM, NATO, Vatikan ve etkileri altındaki kolay kullanabildikleri devletleri; Büyük Britanya, ABD, AB, Fransa, Kanada, Ukrayna, Polonya gibi, kullanarak küresel bir kaos yolunda ilerlerlerken, bir yandan da uzun yıllardır Rusyayı çerçeveleme ve yutma politikasını, komşu ülkeleriyle sürekli arasında olaylar çıkartarak Rusyayı zayıflatma hamlelerini yapıyorlar. Bu artık çok açık bir gerçek.
ABD derin devleti tarafından başı çekilen NATO'nun Ukrayna üzerinden Rusya'ya karşı Vekalet savaşı artık biliyoruz ki başarısızlığa uğradı. Daha ağır saldırma planları yapmaları gerekiyor. Bunu da zorla bahaneler üreterek kışkırtıyorlar.
20 Ağustos 2022 Cumartesi akşamı politika ve filozofi dünyasının yakından tanıdığı Rus bilim adamı Alexandre Dugin'in kızı Darya Dugina Moskova yakınlarında bir otoyolda kullandığı aracın bomba ile patlaması sonucu 29 yaşında hayatını kaybetti.
Darya, gazeteci, politika analiz uzmanı ve "United World International" (UWİ) isimli [1] web sayfasının şef editörüydü. Baba- kız Gelenek ve Tarih isimli bir aile festivalinden dönüyorlardı. Baba arkadan takip eden başka bir arabaya bindi ve olaya dehşet içerisinde tanık oldu. Hedef sadece Darya mıydı yoksa gerçek hedef Alexandre Dugin mıydı henüz açık değil. Hiç bir ebeveyn çocuğunu yitirmenin dayanılmaz açısını tatmamalı. Bu Rus halkının ruhuna ve zihnine karşı şeytanca bir terör eylemi ve şüphesiz Batı'nın totaliter, liberal faşizminin karanlık ajanları tarafından yürütülüyor.
Darya Dugina, ödüllü Bulgar gazeteci, aynı zamanda sahibinin sesi, küreselci çıkarlarını iyi koruyan Christo Grozev'i araştırıyor ve onun çalıştığı Bellingcat isimli kuruluşun Batılı istihbarat servisleri ile yakın ilişkilerini konuşuyordu ve içlerinden bir muhbir yardımı ile bu grubun Moskovadaki güç odaklarına sızmaları hakkında soruşturma yapıyordu.
Bellingcat, İngiliz gazetecilerin Hollanda da kurduğu, "fact check" araştırması yapan araştırmacı gazetecilik kuruluşu olarak biliniyor. Aynı konuyu ısrarla konuşan başka gazeteciler de var. Gazeteci Dilyana Gaytandzhieva ve Ukrayna Donbass bölgesinde yaşayan ödüllü bir başka gazeteci Amerikalı George Eliason da 2014 yılından bu yana Bellingcat ve Ukrayna İstihbarat servici SBU ilişkileri hakkında konuşuyor, yazıyorlar.
Alexandre Dugin milliyetçi bir jeopolitik uzmanı, sosyolog, filozof, politika teorisyeni. Aynı zamanda okült ve mistisizm ile de yakından ilgilenen, 10 dil konuşabilen, birçok yayınları olan bir Rus entelektüeli. Siyasal Bilim ve Sosyoloji doktoraları var. Yayıncı ve tercüman. Rusya Federasyonu Devlet Duması başkanı Guennadi Selezniov ve Birleşik Rusya Partisinin önde gelen üyesi Sergueï Narychkine için strateji ve jeopolitik alanlardadanışmanlık yaptı. Rus devletinin bugün uyguladığı bir çok politikanın önceden sözcüsü olduğundan her zaman dikkatleri üzerine çekti. 2022 Şubatında başlayan Askeri Ukrayna Özel Operasyonu ve 2014 de Kırım'ın Rusya'ya eklenmesi olaylarında hep öncü bir politik sözcü oldu. Britanya Krallığı sömürgesi Kanada tarafından 2015 yılında istenmeyen kişiler listesine alındı. 15 Temmuz 2016 tarihinde misafir olarak geldiği İstanbul'dan akşam saatlerinde kalkan bir uçakla evine Moskovaya geri döndüğü de hafızalarda.
Rusya'nın Avrupa'ya nazaran Asya'ya daha yakın olduğu görüşünde ve "neo- Avrasyacılık" görüşünün kurucusu ve savunucusu. Avrupa ve Asya'da Milliyetçi ve bazı sağ partiler tarafından sevilen Liberalizme karşı bir entelektüel önder. Aynı zamanda "III Roma", Rusya'nın yeni Roma olduğunu savunan bir görüşü benimsemiş ve dini açıdan Ortodoks dinin yeni merkezini Rusya olarak görüyor.
Katehon isimli bir düşünce kuruluşunun kurucu ve yöneticilerinden. Site grafik sembolü merkezde bir haç ile tasvir ediliyor ve ismini biraz araştırdığımızda dini literatürde Hristiyan kıyametinde Deccal'ın tarif ettiği bir "durdurucu" figürü temsil eden "katekon" dan esinlendiği düşünülüyor. Şiddetle neo liberal Batı karşıtı olan Katehon düşünce kuruluşu, farklı güç merkezlerinin kültürel ve dini kimliklerine göre dengeli bir ilişki içinde etkileşime girmesi gereken çok kutuplu bir dünyayı resmi olarak savunuyor. Bazılarına göre de "aşırı sağcı düşünce kuruluşu." Küreselci politikaların açığa çıkmasında rol aldıkları, 2016 ABD seçim sonuçlarında etkileyici oldukları iddia edilse de sonradan ABD mahkemelerince bunun doğru olmadığı kanıtlandı. Suçlamalar daha sonra 2017 Almanya seçimlerinde etkili oldukları iddiaları, çeşitli komplo teorileri yarattıkları ve Ukrayna politikası üzerinde etkili oldukları iddialarıyla devam etti. Emekli istihbarat çalışanlarının da yöneticilerinden olduğu, milliyetçi ve gelenekselci bir grup Katehon düşünce kuruluşu yayınladıkları makaleler ile Ana Akım medya formatlamasına alternatif olarak kolayca yerini buldu ve karşı görüşleri yayınlayarak bir çok kişinin düşünme sahasını genişletti. Bir zamanlar Harun Yahya ismiyle de Adnan Hocanın İngilizce sözde makalelerini yayınlamaları oldukça garip de olsa, sitede düşünceye iten değerli yazılar da oluyor.
Sonuçda Dugin ve kızı Darya politikacı değiller. Beğensek de beğenmesek de sadece düşünce üretiyorlar. Bu suikast Küreselci Batılı karanlık güçlerin artık ne kadar umutsuz olduklarının ve doğrudan düşünceye, sivillere kalleşçe saldırdıklarının ve Rusyayı hedef aldıklarının kötü ve somut bir örneği oldu.
Küreselci, Yeni Dünya Düzeni yapılandırmacısı, Şirketokrasi düzeni sadece belirli ülkeleri hedef alıyorken,Türkiye, Pakistan, Venezuela, Brezilya gibi ülkelere baş eğdiremiyorlar ve her türlü silahla bu ülkelere karşı sürekli saldırıyorlar. Bunlar içerisinde de neden en çok sürekli Rusya'ya saldırıyor, onu çevreliyorlar?
Yakın geçmişe şöyle bir bakacak olursak, 1997 yılında Nato ve Rusya arasında yapılan antlaşmanın maddelerine[2] Nato uymayarak, genleşmesini sürdürüyor ve artık 2014 yılında ABD derin devleti ve Soros güçlerinin de yardımıyla Ukraynayı iyice ellerine aldıktan sonra Rusya sınırlarında Nato uçakları sınır ihlalleri yaparak tatbikat yapıyorlar. Rusya'ya sınırı olan ülkelerde renkli devrimler yapılıyor ve 2003 yılında Gürcistan'da Gül Devrimi, 2004 yılında Ukrayna da Turuncu Devrim, 2005 yılında Kırgızistan da Lale Devrimi ve takiben Abhazya da yönetime sürekli müdahale, Çeçenistana yapılan Wahabi kuşatması gibi tüm Rusyayı çevreleyen ülkelere küreselci müdahaleler gösteriyor ki Rusya sürekli saldırı altında. 11 Eylül 2001 yılında İkiz Kulelerin yıkılmasıyla başlayan Teröre karşı Savaş doktrini hala hiç durmadan devam ederken bakıyoruz ki birincil hedef Rusya.
Neden Rusya? Bunun bir çok nedenlerine rağmen hiç söz edilemeyen Din konusuna da dikkate almak gerektiğini düşünüyorum. Küreselci doktrin ile Batının Ukrayna kuşatma amaçlarından en önemlilerinden birisinin din konusu olduğu konuşulmuyor. Asıl hedefin Ortodoks Kilisesi olduğu bilerek ya da bilmeyerek bu konu üzerinde yorum yapanlarca perdeleniyor.
Kendi bankası ve uzay satelitiyle bağımsız bir şehir devleti olan Vatikan'da Papa 1.3 milyar Katolik üzerindeki diplomatik, kültürel ve manevi etkisi ve sağlık hizmetleri, geniş bir hayır kurumları ağı ile dünyanın en büyük hükümet dışı eğitim sağlayan kurumun başında olduğu için dünyanın en güçlü insanlarından biri olarak kabul ediliyor. Yüce papa, Roma papası veya egemen papa olarak da bilinen papa, dünya çapındaki Katolik Kilisesi'nin başı olan Roma'nın piskoposu ve aynı zamanda sekizinci yüzyıldan beri Vatikan Şehir Devletinin devlet başkanı olarak hizmet ediyor. Hiyerarşi olarak Papanın altında olan Piskoposlar önce Papa ya sadakat yemini ettikten sonra dini görevlerinin sorumluluğu için yemin ediyorlar. Merkezi bir otorite var.
Ortodoksluk ise yeniden yapılandırılmamış bir erken Katoliklik. Papalık kurumu gibi sonradan Katolik kiliseye eklenen bir mevki yok. Merkezi bir otorite ve merkezi bir kilisecilik yapılanması yok. Ortodoks Kilisesine bağlı her ülke kendi bağımsız yasal hiyerarşisine sahip. Geçmişte Ortodoks kiliseleri birbirlerinin üzerinde değil, yan yana ve ayrı ayrı örgütlenmişlerdi. Bu yüzden aralarında bir hiyerarşi yokdu. Fener Rum Patriğinin Atina Başpiskoposu veya Moskova Ortodoks Patriği üzerinde bir yetkisi yok. Moskova Patriark'ı (Piskoposu) Rus Kilisesinin başı sadece, Romen ya da Yunan Kiliselerinin değil. Onların da kendi seçtikleri Piskoposları var.
Yeni Dünya düzeni (YDD)ni tek Dil, tek Din ve tek devlet yapısı altında oturtmak ve küresel mutlak egemenliklerini ilan etmek yolunda ilerleyen Küreselci Gölge yapılanma hayatımızın her alanında merkezi yapılanmaya doğru giderken Rus Ortodoks kilesinin bu merkezi sistemi kabul etmemesi planlarını erteliyor, zaman kaybettiriyor. Yıllardır Ortodoks, Protestan ve Katolik kiliselerin tek bir kilise haline gelmesini sağlamak için çalışmalar ve toplantılar yapsalarda bu, Ortodoks inancını bozulmadan koruyan Rusya nedeni ile bir türlü gerçekleşemiyor. Merkezi bir yapılanmaya geçiremediklerinden, tek Din çatısı altına alamadıkları ön asırlık varlığı boyunca hem manevi hem de siyasi anlamda Ortodoksluğun savunucusu olarak yüz milyondan fazla inananıyla Ortodoks dünyasının neredeyse yarısını temsil eden Rus Ortodoks Kilisesi hedefte.
Tarihi anlamda önemi göz önüne alınarak "eşitler arasında birinci" olarak tanınan İstanbul (Konstantinopolis) Patriği İ. Bartholomeos Ekim 2018'da Kiev'e gidip Vatikan politikasına uygun olarak Ukrayna Ortodoks Otosefal Kilisesi'ni tanımasıyla Ortodoks dünyasının bin yıldır süregelen dengesini bozarak Ukrayna kilisesini Rusya'dan ayırıp kendisine bağladı ve Moskova Patrikhanesi 15 Ekim 2018 Pazartesi akşamı Ukrayna Kilisesi'nin bağımsızlığının tanınmasının ardından Konstantinopolis Patrikhanesi ile bağlarını kopardığını ve Ortodoks Kilisesinde son bin yılın en büyük bölünmesinin gerçekleştiğini duyurdu. [3] [4] [5] [6] İstanbul'daki Ekümenik Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi`nin Ortodoks kiliseleri arasında onursal önceliği olduğundan bu gücü kullanarak PatrikhaneOrtodoks kiliselerinin birliğini küreselciler ve Vatikan yararına bozdu [6][7]
Bu açıdan da baktığımızda, Katheon olarak özel seçilmiş ismi ile dini ve politik alanda 'liberal Küreselci Batıya' savaş açmıs ve bu uğurda düşünsel olarak hizmet veren Alexandre Dugin'e karşı olan birikmiş öfkeleri daha anlaşılır oluyor. Kullandıkları maşa olan Ukrayna ile şimdiden bir çok savaş suçlarına imza atmış , insani duygulardan arınmış, acımasız bu güç sahibi çetenin kendilerine hak olarak gördükleri dünyayı yönetme, egemen olma isteklerinin kursaklarında kalacağını bilsek de şimdilik bu yolda verdiğimiz masum kurbanlar canımızı yakmaya devam edecek.
Insana değer vermeyen, onu manipule ederek transhumanizm gibi kendi isteklerini zorlayan kötü ve şeytani küresel çeteye karşı verdiğimiz bu savaşta ortaklık yaptığımız Rusya'ya baş sağlığı diliyorum.
Hic bir zaman umudumuzu yitirmeden güçler dengesinin insanlığın, doğanın ve yaşayan tüm varlıkların sağlıklı mutlu ve huzur içinde yaşayabilecekleri bir düzen için olumlu çabalarımızı sürdüreceğiz.
Serap Balaman
23.8.2022
REFERANSLAR :
[2] https://1997-2001.state.gov/regions/eur/fs_nato_whitehouse.html
[3] https://www.arcre.org/orthodox-church-biggest-split-in-a-thousand-years-triggered-over-ukraine-t-c/
[4] https://www.la-croix.com/Religion/LEglise-orthodoxe-lheure-rupture-2018-10-16-1200976454
[5] https://www.la-croix.com/Quand-Moscou-proclame-troisieme-Rome-2022-05-20-1101215948
Comments
By accepting you will be accessing a service provided by a third-party external to https://serapbalaman.com/