Fransızca Notre-Dame veya İngilizce "Our Lady" Türkçe'de "Bizim Kadın" diye tercüme edilen Meryem Ana'ya ithaf olarak böyle isimlendirilen, Paris'in merkezinde büyük bir orta çağ Katedrali. MS 1160-1260 yılları arasında inşa edilmiş, yılda 13 milyon ziyaretçi ile Fransa ve Avrupa'nın en çok ziyaretçi çeken bütün dünyadaki en ünlü Gotik yapısı 15 Nisan Pazartesi günü yandı. Ziyaretçileri arasında tarihi öneminden dolayı turistler dışında sadece dua etmek için yerli halk ve tüm dünyadan haç görevini yapmak için gelenler vardı.
Yangının dehşeti medya katkısı ile çok büyük bir kitlesel şok, üzüntü, acı, yas tutma ve saldırılmışlık hissi ile tüm ülke genelinde ve dünyada yayıldı. Diğer birçok kilise binalarının ana gövde yapıları gibi bu Katedralin ana gövdesi haç seklinde imar edilmiş bu yüzden yangın sırasında çatısının tamamen yanışı yükselen alevler içinde uzaktan haç şeklinde göründü. Böylece yaşanan kitlesel psikolojik şoka bir de bilinçaltı görüntüsü olarak yanan haç imgesi yerleşti. Bu, Hristiyanlığın sembolüne, kutsalına karşı bir saldırı saygısızlık, simgesel şeytani bir ayin şeklindeydi. Siyonistlerin Kudüs'teki Mescidi Aksa için planları ile aynı planın bir parçasıydı ve eş zamanlı aynı gün aynı saatlerde İslami inanç açısından en kutsal üçüncü mekan olarak kabul edilen 2000 yıllık Mescidi Aksa'da çıkan yangın ile sembolik bağlantılıydı. Erken davranılarak söndürülen bu yangın sonucu çok belirgin bir zarar olmasa da dua edilen bölümünün bir kısmı önemli zarar gördü.
Ne tesadüftür ki ABD'de devletten bağımsız özel Merkez Bankası FED'in kurulmasına karşı çıkan ABD'li varlıklı ailelerin bir anda yok olmalarını sağlayan ve bir Cizvit yaptırımı olarak düşünülen Titanic gemisi de aynı gün 14-15 Nisanda batmıştı ve yeniden ne tesadüf ki Küresel Banka Kartelinin piyonu eski ABD Cumhurbaşkanı Barack Obama'nın eşi Michelle Obama da aynı saatlerde Katedrale kıyısı olan Seine nehri üzerinde bir teknede ünlü bir Fransız şefinin gastronomik ziyafetinde bulunuyordu ve yangını canlı izledi. Tesadüflere ek olarak normalde ziyarete kapanış saati 19:00 olan Katedral için aynı gün Paris turizm bürosu ani bir kararla olağan dışı olarak o güne özel saat 17:30 da kapatılacağını bildirdi. 18:20 de yangın alarmı çalmasına rağmen ancak 18:50 de yangın tespit edilip haber verildi. Tekrar ne tesadüf ki Katedral içerisindeki paha biçilemez çok değerli heykeller yangından 4 gün önce çatıdan taşınarak çıkartıldılar. Değerli eserler önceden koruma altına alınmış. Tüm bu tesadüfler organize bir işlemi adeta işaret eder görünümdeler.
9 Aralık 1905 tarihinde Fransa'da kilise ve devletin birbirinden ayrılmasıyla gotik sanatın önemli bir baş yapıtı olan bu Katedral diğer 86 katedral gibi Devletin envanterine geçti, Belediyenin veya Kilisenin malı değil. Bu nedenle bakımı ve onarımından devlet sorumlu. Bina aynı New York'daki İkiz kulelerin 1988 yılında çok açıkça gösterilmeyen bir raporda tespitine göre yıkılmaya mahkum oldukları gibi, çok masraflı olacak şekilde yeniden yapılanmaya zorunlu tutuldu. Bütün Katedralin yenilenmesi için 150 milyon euro'ya ihtiyaç olduğunu dünyanın en önde gelen uzmanlarından Amerikalı Andrew Tallon raporladı. Dış cephede sütunlarından parçalar, rölyefler, irili ufaklı yüzeydeki taş heykelcik parçalarının sürekli döküldüğü ve bu dökülen parçaların kilisenin arkasında bir depoda biriktirildiği biliniyor. Devlet'in kilise tarafından mekanın ziyaretçi ve turistler için emniyetli olması amaçlı şikayetlere karşı uzun zamandır duyarsız kaldığı belirlendi ve son zamanlarda Katedralin sorumluları ile Devlet arasında büyük bir savaş olduğu dillendiriliyor. Öğrendiğimize göre Notre Dame'ın ticari bir organizasyon tarafından sigortası da yok sadece Fransız Devletinin "kendisi sigorta"...
Ancak Notre Dame Katedrali yangında yok olan çan kulesi restorasyonu için geçen yıl sadece 2 milyon euro bir çek aldı ve son zamanlarda nihayet restorasyona karar verilerek çatı tamamen iskeleye alındı. Televizyonda konuşan ya da gazetelerin yazdığı bazı yangın uzmanlarının görüşü; yıllanmış ahşap çatının bu şekilde yanması doğal değil. Alevlerin şiddeti ve rengine göre karar veren uzmanlar çatıya yangını kolaylaştırıcı bir kimyasal eklenmiş olması gerektiğini ısrarla söylüyorlar.
Fransız Devleti Katedrali ziyaret eden turistlerin ön cephedeki ikiz çan kulelerini ziyaret biletleri sayesinde yılda 4 milyon euro kazanıyordu ve restorasyon için sadece 2 milyon euro verdi. Notre Dame rektörü ziyaretçiler için Katedrale giriş ücreti kesmeyi red ediyordu. Sonuç olarak Notre Dame hem turistleri gözetleyen hem de günde 8 ayin yapan 70 personelinin maaşlarını bağışlar sayesinde karşılıyordu.
Katedralin yeniden restorasyonu için Fransa'nın en zengin küresel marka zenginlerinden Pinault (Gucci, St. Laurent ve binlerce marka sahibi) kendi kişisel servetinden 100 milyon euro bağış yapacağını, Arnault (Louis Vuitton Moet Hennessy ve bir çok ünlü marka) bunun iki mislini, 200 milyon euro bağış yapacaklarını hemen açıkladılar. Bu rakamlar kurdukları vakıflar sayesinde bir yılda devletten kaçırdıkları verginin sadece ufak bir bölümü de olsa toplum gözünde hayırseverler olarak kendilerini gösteriyorlar. Fransız Devletinin sıkıntıyı en aza indirgeme önerisi olarak milyarderlerin Notre Dame'ı olacak şekilde adeta işlevsel bir piyango düzenlediğini düşünmemek olanaksız. Ve evet sonuç olarak geçmiş yönetimlerin hepsi bundan sorumlu.
Bu yangından kim kazançlı çıkacak diye düşündüğümüzde görünenler çok açık.
Kısa planda öncelikle Fransa Başkanı Macron üzerindeki kitlesel Sarı Yelekler Hareketinin baskısını bir süre için azaltabilecek. Şöyle ki Macron, Pazartesi akşamı Sarı Yelekler hakkında yapacağı halka açık konuşmasını erteledi ve bir kaç gün sonra psikolojik harekata uğramış toplum üzerinde yaptı. Hareket amaçları arasında Avrupa Birliğinden çıkma istekleri daha açık şekilde belirtilmeye başladığı bu zamanda dine, kutsala saldırı karşısında bir süreliğine vatandaşları aynı çatı altında birleştirmeye yönlendirerek, hareketin hızını kesiyor. İkinci olarak da Hristiyan Birliği şeklinde Avrupa Birliği ile bütünleşmenin doğru yol olduğu şeklinde bir hedef gösteriyor.
Yangın ve beraberinde getirdiği kitlesel şok elbette Mayıs ayında yapılacak AB seçimleri için Makron, Merkel ve May üçlüsünün elini güçlendiriyor, zaten dağılmaya programlanmış, çöken AB ve kendi iktidarlarını bir süre daha halkı oyalayarak sürdürmelerine yarayacak.
Pedofili dosyaları nedeniyle giderek manevi ve maddi olarak çok zor durumda her an batmaya hazır şu an için Cizvit idaresinde olan Vatikan Devleti ve Bankası da ardına sığındığı Katolikliği bir süre daha kullanabilecek.
Uzun dönem planda ise büyük bir sürprizle karşı karşıyayız. 2016 yılında Paris Belediyesinin geleceğe yönelik Şehir Planlaması projesini iki mimar, Dominique Perrault et Philippe Bélaval kazandılar ve 2017 baharında proje o dönem Fransa Başkanı François Holland'a belediye başkanı Anne Hidalgo tarafından sunulduktan sonra halka açılarak sergilendi. Şehrin kalbi olarak anılan, Paris'i ortadan bölen Seine nehri üzerinde 22.5 hektarlık bir alanı kapsayan Ile de la Cite adacığı aynı zamanda şehrin antik çağlardaki merkezi ve egemen kişilerin de her dönem güç merkezi olmuş. Notre Dame Katedrali de bu adacık üzerinde. Projeye göre 2017-2024 yılları arasında başlanacak ve 2040 yılında bitmesi planlanan bu projede adacıkta havuz, kafeler, restoranlar, konser salonları, yeni binalar, nehir kıyısında peyzajı hazırlanmış yürüyüş alanları ile para kazandıran bir eğlence ve rahatlama merkezi yapılacak. Bunun için hali hazırda adada olan adalet sarayı gibi bir çok bürokratik binalar boşaltılıp başka yerlere taşınacaklar en ilginci de Notre Dame Katedralinin ibadet bölümünün üstünün dev bir cam ile kaplanacak olması. Proje hakkında bilgilere internet üzerinden ulaşmak mümkün.
Sonuç olarak Özelleştirilmiş, para getiren bir Notre Dame Katedrali ve Seine nehri üzerinde bulunduğu adacığın da yeniden yapılanması özelleştirilmesi Küresel Sermaye sahiplerini sevindirecek.
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan ve siyonizmin elini güçlendiren Yeni Zelanda'daki çok sembolik Hristiyan- Müslüman çatışmasını körükleyen Sahte Bayrak operasyonuna ek olarak, bugün Notre Dame'ı yakan "güç"un yarın Topkapı'yı hedeflemeyeceğini söyleyemeyiz. Tüm insanlık miraslarına, manevi değerlere saldırı ve tarihi yeniden şekillendirme sürecinde Küresel Sermaye ve çakalları ilerlemeye devam etseler de onlara karşı duranlar asla mevzilerinden geri çekilmiyorlar. Bu insanlığa karşı savaş ve savunması sürüyor. Devam edecek...
Serap Balaman Morel
20 Nisan 2019
Kaynaklar: Yıllanmış tahta böyle yanmaz : https://www.facebook.com/manuela.macedo.946517/videos/217825345841983/Yanma videosu : https://www.facebook.com/brutofficiel/videos/1088064064725005/
Michelle Obama Seine nehri üzerinde seyir eden teknede: https://www.huffingtonpost.fr/entry/michelle-obama-etait-en-bateau-sur-la-seine-pendant-lincendie-de-notre-dame_fr_5cb63bb1e4b082aab08db57fhttp://www.lefigaro.fr/flash-actu/notre-dame-soyez-forts-lance-michelle-obama-20190416
Ile de la Cite. Yeni proje : https://www.lejdd.fr/JDD-Paris/A-Paris-un-projet-spectaculaire-pour-l-ile-de-la-Cite-833143?fbclid=IwAR13nA2MK0cWIbvDqk_oXIt26ONwrdcAkI-b2AHVW63W_eib69MWa079-YI