Yazar : Pierre Jovanovic
Çeviri : Serap Balaman
İlk yayın tarihi: 29 Haziran 2019
Pierre Jovanovich Fransız gazeteci. Her zaman Küresel Sisteme karşı durdu. Bazılarınca anlaşılamadığı için komplo teorisyeni gibi yakıştırmlarla damgalanır ama fikirlerinin, yazdıklarının karşısına çıkıp da "bu yanlış, doğrusu bu" diyen çıkmadı. En az 6 yıldır izliyorum. Kendi sitesinde yaptığı bir haber üzerine, radyo kanallarından birine röportaj vermiş.
Başlık şu: "CIA ve JP Morgan Erdoğan'a karşı". Röportajda şunları söylüyor.
Dünyada ilk olarak bir Amerikan bankasının bir ülkeye saldırmasına şahit oluyoruz. Uluslararası medyada tek bir haber yok.
Bugün artık bankaların politika üzerindeki güçlerini görüyoruz. Küresel elit ya da İmparatorluk diyoruz, bir ülke ile anlaşamayınca topla, tüfekle saldırmıyorlar; banka, finans, yaptırımlar yolu ile cezalandırarak amaçlarına ulaşıyorlar.
JP Morgan Erdoğan'a saldırdı. Türkiye'nin Başkanına. Evet komik gibi görünse de başlık doğru.
Milli bir politika izleyen Erdoğan'a karşı 31 Mart belediye seçimlerinden bir hafta önce, seçim sonuçlarını etkilemek üzere Türk Lirası kuru ile oynanarak yapılan saldırı bir silahtı. Amaçları halkı bezdirip, muhalefete oy verilmesini sağlayarak Erdoğanı düşürmekti. Piyasaya bir anda çok miktarda Türk parası sürdüler. Karşı tarafda bu ölçüde alıcı olmadığından değeri bir anda düştü. Altın piyasasında da böyle oyunlar hep yapıyorlar. Bu manipulasyon sonucu Türk Merkez Bankasını günde 2-4 milyar dolar zarara uğrattılar. Bu bir hafta süresince Türkiye çok büyük maddi kayıplara uğradı fakat ayakta kaldı. Bu kaybedilen para ile kaç okul, lise, hastahane, adalet binası veya yol yapılabilirdi.
Goldman Sachs'dan sonra dünya çapında ikinci büyük banka olan JP Morgan, CIA tarafından yönlendirilerek böyle bir saldırı gerçekleştirdi. Ülkedeki 80 milyon yurttaşın kaderleri umurlarında bile değil.
Türkiye'den yeni geliyorum. Oradaki ekonomik gelişme olağan üstü. Ekonomik dinamiği Fransa ile karşılaştıracak olursak, Türkiye 10 üzerinden 9 alırken, Fransa sadece 10 üzerinden 2 de kalır. Bugün artık Türkiye ve Fransa arasında çok büyük bir fark oldu çünkü Fransa artık ABD'nin bir uydusu fakat Türkiye değil. Türkiye Ruslarla da çalışıyor ve bu Amerikayı, silah satıcılarını çok öfkelendiriyor. Bu yüzden JP Morgan aracılığı ile Türkiye'ye saldırıyorlar. Hayrettir ki konu üzerinde tek bir Batılı basın kaynağı yazmıyor, halka en ufak bir haber vermiyorlar, bu medya kartelini bankaların ellerinde tutup kontrol ettiklerinden oluyor.
Erdoğan TV ye çıkıp kendisi JP Morgan bankasını hedef alarak " Kim olduğunuzu biliyorum. Nerede olduğunuzu da biliyorum. Seçimlerden sonra sizinle hesaplaşacağım" dedi.
Düşünebiliyor musunuz, bir Fransız başkanının, örneğin sosyalist partili Holland'ın TV ye çıkıp kim olduğunuzu, nerede olduğunuzu biliyorum. Hesaplaşacağız diyebildiğini? Bu imkansız.Böyle bir tavır alıp, bunları söylemesi imkansız.
ABD Türkiye'ye çelik ve demir için de ambargo uyguladı. Basında tek haber yok gene. Bir bakıyorsunuz basın manşetleri aynı. Trump diktatör. Erdoğan diktatör. Hep aynı.
Sahte para basıp, yazıcıdan aynı anda karşılığı olmayan kağıtları basıp milletler üzerinde hakimiyet uyguluyorlar ama artık sonuna geldiler.
Batı ekonomisinin geldiği noktayı anlatmak için bir örnek: İspanya Başşehiri Madrid metrosu için metro treni kullanacak 100 adet şoför alacakları ilanı verdiler. 12.000 kişi başvurdu. Avrupa'nın en büyük şehirlerinden birinde bu oluyor. Düşünün.
Fransa için de daha küçük çapta Francois Holland zamanında Obama tarafından böyle bir tehdit yapmışlardı. Fransa o zaman Afganistan'dan askerlerini çekeceğini söylemişti. Hemen finans piyasası araya girdi ve Fransayı çeşitli mali oyunlar ile, bankaları kıskaca aldılar, varlık bondları üzerinden operasyon yaptılar ve Amerika'nın kaniş köpeği olan Fransa hemen efendisine uyarak, Başkan Holland "tamam askerlerimizin kalmasına karar verdik" deyince bir anda piyasalar rahatladı. Berlusconi'yi de böyle Avrupa Merkez Bankası saldırısıyla düşürdüler.Oysa ki o İtalyan halkını satmamıştı.
Gülen cemaati ve 15 Temmuz darbesiyle deviremedikleri Erdoğan'a, üstelik de F-35 yerineS-400 almakta ısrar ederek silah karteline ve derin devlete darbe vuran Erdoğan'a karşı bu şekilde banka darbeleri ile savaşıyorlar.